Günümüzde teknolojiye paralel olarak otomobil sektörü de oldukça gelişti. Güncel otomobiller sayısız donanım barındırıyor. Bu donanımların kimileri kullanıcılar tarafından gereksiz görülse de bazıları ciddi manada hayat kurtarıcı cinsten. Öyle ki henüz ülkemizde yasal olmasa da birçok marka otopilot ile kendi kendine yol alabilen otomobiller dahi üretti.
Fakat bizim bu yazıda ele alacağımız konu otomobillerin donanımları değil, bu donanımların kontrol edilmesi. Eski model otomobillerde donanım az olduğundan her donanım bir tuşla kontrol edilebiliyor ve bu tuşlar şık bir şekilde kontrol paneline yerleştirilebiliyordu. Ancak artık donanımlar öyle bir hal aldı ki kontrol paneline her donanımı kontrol etmek için bir tuş yerleştirmek mümkün değil.
Bu noktada öncü diyebileceğimiz ilk adımı Tesla attı. Otomobil ve teknoloji dünyasında birçok ilke imza atan Tesla, tamamen elektrikli otomobillerinde tek bir ekran kullanıyor. Otomobilin gaz, fren ve direksiyon hariç tüm kontrolleri bu ekran üzerinden gerçekleştiriliyor. Öyle ki otomobilin torpido gözü dahi bu ekran üzerinden açılabiliyor.
Tesla’nın bu ekranı birçok markaya da ilham kaynağı oldu. Artık yeni üretilen otomobillerin giriş donanım seviyeleri olmasa da üst paket donanıma sahip olan modelleri devasa ekranlarla birlikte geliyor. Bu ekranlar sayesinde müzik sistemi, klima, sürüş modları, adaptif hız sabitleyici, ambiyans aydınlatmaları ve rengi gibi sayamayacağımız onlarca özellik kontrol edilebiliyor.
Peki kimi kullanıcıların alışamadığı, kullanmaktan haz etmediği bu ekranlar gerçekten kullanışlı mı? Bu konu elbette kullanıcıdan kullanıcıya değişir. Ancak İsveç’te konuya ilişkin bir araştırma yapıldı. 110 Km/h sabit hızla giderken, koltuk ısıtma, klima sıcaklığını 2 derece artırma, cam buz çözücüyü çalıştırma, radyoyu açma ve bir istasyonu bulma, yol bilgisayarını sıfırlama, gösterge aydınlatmasını kısma ve orta ekranı kapama görevleri verilerek, ekrandan kontrol ve tuşlu kontrol arasında kullanışlılık testi yapıldı.
Teste Volvo V70, Tesla Model 3, BMW İX, Hyundai Ioniq 5, Volkswagen ID.3, Mercedes GLB, Volvo C40, Subaru Outback, Dacia Sandero, Nissan Qashqai gibi hem gelişmiş teknoloji ve ekranla kontrol edilebilen, hem de daha eski teknolojiye sahip tuşlu kontrol edilebilen otomobiller tabi tutuldu. Testin sonuçları oldukça şaşırtıcı. Testin en eski teknolojiye sahip aracı olan Volvo V70 en kısa sürede görevleri tamamlayan araç oldu. Tüm verilen görevleri 10 saniyede tamamlayan Volvo V70, bu süre zarfında 306 metre mesafe kaydetti.
Tüm donanımları tek bir ekrandan kontrol etme akımının öncüsü Tesla Model 3 ise bu görevleri tam 23 saniyede tamamlayabildi ve bu süre zarfında 717 metre yol aldı. Testin en kötü sonucuna imza atan otomobili ise yine bir son teknoloji ürünü olan BMW İX oldu. İX testi 30,4 saniyede tamamladı ve 928 metre yol aldı.
Test sonucunda en kısa sürede donanımların kullanılmasına olanak sağlayan otomobiller sırasıyla Volvo V70, Dacia Sandero ve Volvo C40 oldu. Bu da gösteriyor ki otomobillerin donanımlarının kontrol edilmesinde eski tip tuşlu kontrol mekanizması daha etkili.
Kullanışlılık bu teste rağmen göreceli bir kavram. Ancak bu testin hayati bir sonucu da var. Araç içinde sürüş haricinde yapacağınız işlemleri ne kadar hızlı gerçekleştirirseniz, yoldan gözünüzü o kadar daha az ayırmış olursunuz. Testin birincisi olan Volvo V70’in sürücüsü tüm işlemleri 10 saniyede gerçekleştirirken, BMW İX’in sürücüsü ise tam 30 saniye bu işlemleri gerçekleştirmeye uğraştı.
Her ne kadar alışkanlık ile bu süreler bir miktar daha aşağıya çekilebilecek olsa da yeni teknoloji karmaşık menülerin sürücünün dikkatini daha fazla dağıttığı bir gerçek. Testi son sırada tamamlayan BMW İX sürücüsü 928 metre yol aldı. Normal trafik şartlarında bu mesafede kesinlikle karşısına başka bir otomobil veya yaya çıkmış olmalıydı. Elbette günlük hayatta tüm bu işlemler bir anda yapılmıyor. Ancak her ne olursa olsun sürücünün sürüş esnasında odaklanması gereken şey karmaşık menüde donanım aramak değil, güvenli sürüş.
Comments powered by CComment